9 Şubat 2013

time goes for nothing


ne kadar zamanımız var bilemiyoruz.. harcıyoruz bir şekilde.. sevdigimiz şeylerle uğraşırken saymayız haliyle dakikaları.. ama boşa geçiriyorsak en büyük tüketim hatasıdır bence.. birilerinin zoruyla ya da iş için bir yerlerde bulunuyor ve gereksiz şeylerle ilgilenmek zorunda kalıyorsa insan, bir süre sonra bünye bunu kaldıramaz.. boğazda bir düğüm hissi, bir nefes darlığı ya da mideye kramp girmesi gibi durumlar kaçınılmaz olur..

ne yapsam da bu sıkıntıyı içimden atsam derim ben de.. en arızalı resimleri de bu anlarda çizerim, çeşitli yaratıklar ya da girift desenler daralan ruhumun dışavurumu olur.. eğer yanımda kağıt yoksa ne bulursam kullanırım: karton bardak, peçete, cüzdanda hammaddesi ağaç olan herhangi bir şey ( fiş, kartvizit..), hiç bir şey bulamazsam elim kolum da olur.. yeter ki kalemim olsun:)


bir seminer nedeniyle sabahtan akşama yerime çakılmak suretiyle zamanın geçmesini beklerken çizdiğim şeylerden biri..

ancak kötü bir huyum var, yaptıklarımı atıyorum.. sanırım o anki sıkıntıyı çizdiklerimi imha ederek yok ediyorum.. herhalde bu da benim savunma mekanizmam:)


Hiç yorum yok: