23 Temmuz 2012

paralel evrenime hos geldiniz...


eğer şu anda bu sayfayı okuyorsanız ( ki öyle varsayıyorum :)
paralel evrenimle yollarınız kesişmiş demektir.. ne güzell!
peki nasıl bi yer burası? bi kere her türlü olasılık var tahmin edebileceğiniz gibi... dolayısıyla ben de her an gidebilirim!



























yok henüz diil :)

sonsuz çeşit evren var içimizde ve umarım bunlar zamanı geldiğince görünür hale gelip, başka evrenlerle buluşacaklar..
yalnız bunu yapabilmek için ihtiyaç duyulan şey bir ARALAYICI .. böyle bi tabir var mı emin değilim..  ( vida-mida gibi bi şeyden bahsetmiyorum tabii ama varsa bilmek isterim )

*tanımım şöyle :
" kişiye bir başka gerçekliğe gitme fırsatı sunan ŞEY. "
yani herhangi bir nesne, kişi, fotoğraf, ses, koku, doku, görüntü... kısaca her ŞEY bu yolculuğa çıkarabilir.. bu konuya daha sonra geniş geniş değinmeyi düşünüyorum.

şimdi gelelim şu anki aralayıcımıza..






kendisiyle tesadüfen karşılaşmış olup, nasıl boyut değiştirdiğime şaşırmaya fırsat bulamamış, anında etkisi altına girmiştim.. mesele aslında onun canlandırdığı durum değil, benim zihnimde canlandırdıklarımdı.
nereye mi gitmiştim ;

" eski, kırık dökük bir apartman dairesi.. içeri adım attığımda hafiif bir rutubet kokusuyla tatlı bir gitar tınısı karşılıyor beni.. ilerledikçe fark ediyorum ki duvarlarındaki boyalar sökülmüş, tozlu kitaplar, dergiler rastgele bir yerlere serpiştirilmiş, demir mumluklardaki son mum kalıntıları ortamın loşluğunu açıklıyor. içeride genç, ince yapılı bir adam, unutulmuş bir melodiyi hatırlatmak ister gibi çalmakta.. benim geldiğimi fark etmedi sanırım :)
o, camları tozdan dışarıyı göstermeyen pencerenin önünde otururken, ben de kadife kanepeye yerleşiyorum ve tam o sesle kendimden geçerkeen

şarkı sona eriyor, pandomim sanatçısı önce gösteri esnasında kullandığı pikabı kapatıyor, sonra bavulunu toplayıp yanımdan usulca geçip gidiyor.. nasıl, bu kadar çabuk mu??? diye düşünürken,  kulaklarımda hala o melodiyle az önceki loş odayı boş bir sokağa bakarak arıyorum..."