5 Ağustos 2012

nerdeyim??

gitmek istediğimiz yerler hep vardır ve gideriz bir şekilde.. benim en zevk aldığım yolculuklar zihinsel olanlar sanki..


 


bu sonuca şöyle vardım ; bedensel yolculuklar esnasında bir takım günlük kaygılar ortaya çıkabiliyor...
"yetişebilcek miyiz , her şeyi aldık mı , acele edelim yer kalmıycak , dur bi fotoğraf çekiyim anları (yok bu olmadı bi de şu açıdan deniyim) , off çok sıcak , aman başım ağrıyoo , yoruldum , susadııım.." bu şekil gider bu..

oysa zihinselde böyle mi?
ne zaman istesen ordasın , hem de istediğin gibi , istediğin kişiyle vs..

 
 
dolayısıyla sıra geldi şimdiki aralayıcımıza:




tahmin edilebileceği gibi "dur bi fotoğraf çekiyim" anlarından birinden kendisi.. ama sanırım o an beklediğimden fazla sürdü ve beni aldı götürdü...


" motosikletim , sırt çantam ve ben ( tabii ki kaskım da var :) yollardayızz... bir tarafımızda devasa kayalıklar , diğer yanımızda ise maviden yeşile tüm tonlarıyla müthiş bir deniz uzanıyor.. baktıkça yüzmek istiyor insan ancak aramızdaki derin uçurum ürkütücü.. daracık toprak yolda ilerliyoruz , uzun zaman olmuş gelen giden yok..

derken bir tünele giriyoruz , hafif bir ışık yönlendiriyor bizi.. çıkışa yaklaştıkça bir şeyler değişiyor sanki. etraf o kadar aydınlık ki gözler hemen kamaşıyor , birkaç saniye sonra renkler yeniden algılanıyor.. yol tekerleklerin altından kayıyor , motosiklet artık yok.. kaskım yerinde duruyor ama ben boşluğa doğru uçuyorum bir yamaçtan atlamışçasına,  süzülüyorum özgürce.. altımda uçsuz bucaksız bir mavilik.. başımı kaldırıp bakıyorum bir bulut tarafından takip ediliyorum , bir anda beni içine alıyor , tuhaf bir uğultu kulaklarımda..


gözlerimi açıyorum , bulutu arıyorum oysa bir kalabalığın içinde kaybolmuşum... "


Hiç yorum yok: