Solak olmak, üzerine çok konuşulan ve hep şaşılacak bir
şeymiş gibi karşılık bulan bir durum. Aslında özelmiş gibi de hissettirmiyor
değil.. Evet solak bir kişiyim ve çok memnunum halimden:) Yalnız bunu ilk
duyanlardan bazılarının “solaklar zeki olur ama” demeleri tuhaf. Zeki diyerek bi sempati kurma girişimi ile başlıyorlar, ancak o sondaki “ama” ne oluyor? Üzülme, bununla yaşamayı
öğrenmelisin gibi bir şey mi:S Ben yine de iltifat olarak alıyorum..
Sonuçta zeka işi karışık, bunu bilemem ama solaklığın
ekstra bir çaba gerektirdiğine eminim. Zira dünya sağ elini kullananlara göre
düzenlenmiş..ti aslında. Son yıllarda bizleri de düşünenler çıkmadı değil,
solaklar için birçok ürün vs. var. Ama bu, yılların birikimini ortaya dökmemi
engelleyemez.
Bir kere ne yazdığımı göremeden yıllarım geçti. İlkokul
öğretmenim birkaç hafta sağ ele geçmem için çabalamıştı ama direncimi kıramamış,
kendi halime bırakmıştı beni. Sıra arkadaşım desen, koluma çarpıp yazımı
bozmayı kafaya koymuştu sanki.
“Ya bi bırak, zaten zorlanıyorum. Ne biçim bir
ortam burası, sen kimsin, ben ne yapıyorum..?”
Neyse tüm olumsuz dış etkenlere
rağmen okuma yazmayı çabuk hallettim. Fekat öğrenim yaşantım solda oturma
savaşıyla geçti. Buna üniversitede ve katıldığım seminer vs.lerde sağ kolçaklı sırada
oturma derdi eklendi ama kendime has oturma stilleri de geliştirmedim değil:)
Bunun dışında çok mühim bir mesele daha var; Makaslar..
Evet, sol elle hiçbir şeyi kesemiyoruz. Acı ama gerçek.. Elime her makas alışımda belli belirsiz bir tedirginlik gelip geçer, bir tarafımı kesmeden bu işi halledeyim isterim. Çocukluktan kalma diyip Freud amcamıza bir selam çakalım: )
Makas demişken, esas selam Tim Burton'a:) ki başlı başına ayrı bi yazı konusu kendi..
Pek önemli not:) Bu iş burada bitmez..
2 yorum:
Çok sevdiğim bir filmdi bu Scissorhands. Tim Burton üzerine konuşmalı!
kesinlikle müthiş..
konuşmakla bitecek gibi de değil, durum fena:)
Yorum Gönder